10 Mart 2009 Salı

Galatasaray Spor Kulübü Futbol Şubesi


Türkiye'nin istatistiki olarak en iyi ve en güçlü takımıdır.Türkiye'nin %39,56'lık taraftar potansiyeli ile en çok taraftara sahip kulüptür.1905 yılında Ali Sami Yen ve arkadaşları tarafından, öğrenci oldukları Galatasaray Lisesi'nde kurulan kulüp, futbol branşında şu ana kadar 17 kez Türkiye Ligi şampiyonu olmuş; 2000 yılında da UEFA Kupası ve Süper Kupa'yı kazanmıştır. Galatasaray ayrıca Uluslararası Futbol Tarihi ve İstatistikleri Federasyonu (International Federation of Football History & Statistics) tarafından yapılan istatistik çalışmasında, 2001 Ocak ayında "Dünyanın en iyi futbol kulüpleri" sıralamasında 1. sıraya yükselmiş ve dünyadaki seçkin futbol kulüpleri arasındaki yerini almıştır.
Galatasaray UEFA Kupası'nı yenilmeden ve Şampiyonlar Ligi gruplarını 3. olarak bitirip kazanan tek takımdır. 1999-2000 yılında, UEFA Kupası finalinde İngiltere'nin Arsenal kulübünü penaltılarla yenerek, bir Avrupa Kupası kazanan ilk ve tek Türk futbol kulübü olmuştur. Galatasaray aynı yıl; Super Kupa'yı da Real Madrid'i 2-1 yenerek kazanmıştır. Avrupa'da en fazla başarı yakalamış Türk takımı olan Galatasaray'ın Avrupalı rakiplerine oranla mütevazı olarak görülen kadrosuyla kazandığı UEFA Kupası ve Süper Kupa dünyada büyük bir başarı olarak görülmüş, böylece Galatasaray adı tüm dünya tarafından tanınan bir marka hâline gelmiş ve kulüp dünya çapında büyük bir taraftar topluluğu kazanmıştır.Türkiye'nin istatistiki olarak en iyi ve en güçlü takımıdır.Türkiye'nin %39,56'lık taraftar potansiyeli ile en çok taraftara sahip kulüptür.1905 yılında Ali Sami Yen ve arkadaşları tarafından, öğrenci oldukları Galatasaray Lisesi'nde kurulan kulüp, futbol branşında şu ana kadar 17 kez Türkiye Ligi şampiyonu olmuş; 2000 yılında da UEFA Kupası ve Süper Kupa'yı kazanmıştır. Galatasaray ayrıca Uluslararası Futbol Tarihi ve İstatistikleri Federasyonu (International Federation of Football History & Statistics) tarafından yapılan istatistik çalışmasında, 2001 Ocak ayında "Dünyanın en iyi futbol kulüpleri" sıralamasında 1. sıraya yükselmiş ve dünyadaki seçkin futbol kulüpleri arasındaki yerini almıştır.
Galatasaray UEFA Kupası'nı yenilmeden ve Şampiyonlar Ligi gruplarını 3. olarak bitirip kazanan tek takımdır. 1999-2000 yılında, UEFA Kupası finalinde İngiltere'nin Arsenal kulübünü penaltılarla yenerek, bir Avrupa Kupası kazanan ilk ve tek Türk futbol kulübü olmuştur. Galatasaray aynı yıl; Super Kupa'yı da Real Madrid'i 2-1 yenerek kazanmıştır. Avrupa'da en fazla başarı yakalamış Türk takımı olan Galatasaray'ın Avrupalı rakiplerine oranla mütevazı olarak görülen kadrosuyla kazandığı UEFA Kupası ve Süper Kupa dünyada büyük bir başarı olarak görülmüş, böylece Galatasaray adı tüm dünya tarafından tanınan bir marka hâline gelmiş ve kulüp dünya çapında büyük bir taraftar topluluğu kazanmıştır.

31 Aralık 2008 Çarşamba


1 Aykut ERÇETİN

2 Emre GÜNGÖR

3 Uğur UÇAR

5 Fernando MEIRA

6 Tobias LINDEROTH

7 Aydın YILMAZ

8 Barış ÖZBEK

10 Cassio LINCOLN

11 Hasan ŞAŞ

14 Mehmet TOPAL

15 Milan BAROS

17 Yaser YILDIZ

18 Ayhan AKMAN

19 Harry KEWELL

20 Shabani NONDA

21 Emre AŞIK

22 Hakan BALTA

23 Serkan KURTULUŞ

26 Morgan DE SANCTIS

28 Semih KAYA

35 Ferdi ELMAS

54 Orkun USAK

55 Sabri SARIOĞLU

60 Alparslan ERDEM

61 Serkan ÇALIK

66 Arda TURAN

74 Volkan YAMAN

76 Servet ÇETİN

80 Murat AKÇA

87 Mehmet GÜVEN

99 Ümit KARAN




KALECİLER1 Aykut ERÇETİN26 Morgan DE SANCTIS54 Orkun USAK
DEFANS2 Emre GÜNGÖR3 Uğur UÇAR5 Fernando MEIRA21 Emre AŞIK22 Hakan BALTA23 Serkan KURTULUŞ28 Semih KAYA60 Alparslan ERDEM74 Volkan YAMAN76 Servet ÇETİN80 Murat AKÇA
ORTA SAHA6 Tobias LINDEROTH7 Aydın YILMAZ8 Barış ÖZBEK10 Cassio LINCOLN11 Hasan ŞAŞ14 Mehmet TOPAL18 Ayhan AKMAN19 Harry KEWELL35 Ferdi ELMAS55 Sabri SARIOĞLU66 Arda TURAN87 Mehmet GÜVEN
FORVET15 Milan BAROS17 Yaser YILDIZ20 Shabani NONDA61 Serkan ÇALIK99 Ümit KARAN

20 Kasım 2008 Perşembe

FENERBAHÇE


Takvim yaprakları 1907 yılını göstermekteyken II.Abdülhamit döneminin son günleri yaşanmaktaydı.Saltanatının son zamanlarını yaşayan II.Abdülhamit'in baskı rejimi her alanda azalmıştı.Bu azalma futbola da yansımıştı.Artık Türk gençleri de açıktan futbol oynuyordu.

Fenerbahçe Müzesi'nden bir mumya

Bu durumdan yararlanan Kadıköy’lü gençlerden, Hariciye Nazırı Asım ve Server Paşa’ların torunu Londra Sefareti Başkatibi Nuri Bey’in oğlu Ziya Bey ile Harekat Ordusu Feriki Şevki Paşa’nın oğlu Ayetullah Bey ve de ünlü edebiyatçı Sami Paşazade Sezai Bey’in yeğeni Enver Necip (Okaner) Bey, Necip Bey’in Moda Başpınar sokak 3 numaralı evde yaptıkları görüşme neticesinde kuracakları takım hakkında fikir yürütüyorlardı.Görüşmeler sonucunda maddi destek sağlayan dönemin zenginlerinden Saint Joseph mezunu Mühendis Nurizade Ziya Bey’e kulübün kurucu başkanlığını, Osmanlı Bankası memurlarından Ayetullah Bey’e katiplik görevini, Bahriye Subayı Necip Bey’e de kaptanlık ve veznedarlık görevini verildi.[4].Yine görüşmede varılan fikir birliği ile de ; kuracakları kulübün adını oturdukları semtten esinlenerek Fenerbahçe yapacaklar, amblemlerini Fenerbahçe Burnu’ndaki ışık saçan fenerden, formalarındaki renkleri ise Fenerbahçesi’ndeki papatyaların kıskançlık ve temizlik sembolü olan renklerinden yani sarı ile beyazdan alacaklardı.

Kulüp kısa sürede bir kadro semtteki gençlerden oluşturmuştu.1908 yılında İkinci Meşrutiyet'in ilanı ile tanınan dernek kurma serbestliği İstanbul’da birçok Türk kulübünün kurulmasına vesile oldu[5].Kulüp sayısındaki artış İstanbul’da yeni bir ligin kurulması ihtiyacını doğurdu.Bu nedenle de o dönemlerde ülkede resmi tatil günü olan Cuma günleri oynanacak bir lig olan, Cuma Ligi adıyla yeni bir lig kuruldu.

Kulüp kuruluşunda sarı-beyaz olan renklerini 1909 sonbaharında sarı-laciverte çevirmiştir.1909-1910 sezonuyla birlikte de İstanbul Futbol Ligi'ne katılmıştır.Fenerbahçe–Galatasaray kulüpleri arasındaki ezeli rekabet[6], ilk defa 17 Ocak 1909 tarihinde Galatasaray Lisesi öğrencilerinin takımı ile, yeni kurulmuş bir semt takımı maçı şeklinde başlamıştır.Bu tarihten itibaren de o dönemlerdeki İstanbul futbolundaki şampiyonluklar genelde bu iki Türk takımı arasında paylaşılmıştır.

Fenerbahçe Kulübü’nün ilk amblemi olan Fenerbahçe burnundaki ışık saçan beyaz feneri, renkleri ise sarı ile beyaz olmuştu[7]. Ancak, kulüp yöneticileri bunu tatminkar bulmadıklarından, ve içinde bulundukları monarşi rejimini tehdit edici sayılacağı endişesi ile kısa sürede iptal etti. 1910 yılında futbolcu solaçık Hikmet’in çizdiği amblem herkesin beğenisini kazandı ve kabul edildi.

1910 yılında Kuşdili Kulübü'nün kulüp bünyesine katılımıyla Fenerbahçe Kürek, avcılık, kriket ve tenis sporlarına sahip olmuştur.

Kadrosunu gençlerle güçlendiren bu Fenerbahçe 1911 - 1912 liginde hiç yenilmeden şampiyon oldu.Şampiyonluğun en önemli yanı ise, Fenerbahçe’nin bu şampiyonluğu ile İngiliz ve Rum takımlarının şampiyonluklarının tamamen sona erdirmesi ve bu tarihten itibaren de Türk futbolunda şampiyonlukların artık Türk takımlarının olmasıydı. Bu şampiyonluk, kulübün itibarını bir anda yükseltti, imkanlarını arttırdı.Altıyol’da bir kulüp lokali kiralandı, lokalin açılışı ile üye sayısı çoğaldı.Bu arada futbol dışında diğer spor dallarında da faaliyet gösterilmesine başlandığından, aynı yıl Fenerbahçe Futbol Kulübü adı , Fenerbahçe Spor Kulübü’ne dönüştürüldu.

Kulübün kuruluş günü olarak Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın kulübü ziyaret tarihi olan 3 Mayıs kabul edilir.

BEŞİKTAŞ


Kuruluş hikâyesi

1902 yılının sonbaharında Beşiktaş Serencebey Mahallesi'nde, o zamanın Medine Muhafızı olan Osman Paşa'nın konağının bahçesinde, 22 kişilik genç grup, haftanın bazı günlerinde toplanıp jimnastik hareketleri yapmaktaydı. Başta Osman Paşa'nın oğulları Mehmet Şamil ve Hüseyin Bereket ile mahellenin gençlerinden Ahmet Fetgeri, Mehmet Ali Fetgeri, Nazımnazif, Cemil Feti ve Şevket Beyler’in aralarında bulunduğu gençlerin ilk ilgilendikleri spor branşları, özellikle barfiks, paralel, güreş, halter, aletli ve aletsiz jimnastikti.

O sıralarda siyasi hareketler dolayısıyla her türlü toplanmadan ürkerek, hafiyeler dolaştıran 2. Abdülhamit'in adamları Serencebey'deki bu toplanmaları haber alınca, spor yapan gençler bir baskınla karakola götürüldü. Bu sporcu gençlerin bir kısmının saray erkanına yakın olması, ayrıca o dönemlerde kötü gözle bakılan futbol oynamadıkları ve sadece beden hareketleri yaptıklarını belirtmeleriyle gergin durum yumuşadı. Hatta saray çevresinden Şeyhzade Abdülhalim bu sporcuları destekledi ve sık sık antrenmanları seyretmeye başladı. Ünlü boksör ve güreşçi Kenan Bey de antrenmanlara gelerek güreş ve boks hareketleri göstermeye başladı.

1903 yılı Mart ayında ise özel bir izinle Beşiktaş kuruldu. 1908'de Meşrutiyet'in ilanıyla sportif hareketler biraz daha serbestlik kazandı. 31 Mart 1909'daki siyasi olaylardan sonra Edirne'de bulunan Fuat Balkan ve Mazhar Kazancı, Hareket Ordusu ile İstanbul'a geldi. Siyasi olaylar yatıştıktan sonra iyi bir eskrim hocası olan Fuat Balkan ile başta güreş ve halter sporlarını yapan Mazhar Kazancı, Serencebey'de jimnastik yapan gençleri bularak birlikte spor yapma fikrini kabul ettirdi. Fuat Balkan, Ihlamur'daki evinin altındaki yeri, kulüp merkezi yaptı ve Bereket Jimnastik Kulübü'nün adı Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü olarak değiştirildi. Böylece jimnastik, güreş, boks, eskrim ve atletizmin ön planda tutulduğu güçlü bir spor kulübü meydana geldi. Fuat Bey'in arkadaşları Refik ve Şerafettin Beyler de iyi birer eskrimciydi.

Bu arada Beyoğlu Mutasarrıfı Muhittin Bey'in teşvikiyle Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü, 13 Ocak 1910 tarihinde tescil edilen ilk Türk spor kulübü oldu. Semtin gençlerinin bu spor kulübüne ilgisi büyüdü ve spor yapan üyelerin sayısı bir anda 150'ye yükseldi. Kulübün merkezi de Ihlamur'dan Akaretler'de 49 numaralı binaya taşındı. Bir süre sonra bu bina da küçük gelince, yine Akaretler'de 84 numaralı binaya geçildi. Bu binanın arkasındaki bahçe de bir spor sahası hâline getirildi.[2]

galatasaray


Galatasaray 1905 yılının sonbaharında; Galatasaray Lisesi öğrencileri tarafından bir futbol kulübü olarak kurulur, ancak daha öncesinde de Galatasaray Lisesi'nde diğer sporlar da yapılmaktaydı.

II. Beyazıt tarafından 1482'de kurulan mektep; adını kurulduğu bölgeden almaktadır. Ancak Hürrem Sultan tarafından kapattırılan okul; Lale Devri öncesinde tekrar açılmış ve sonrasında tekrar kapattırılmış; en son da Osmanlı İmparatorluğu'nda Sultan Abdülaziz döneminde 1 Eylül 1868'de tekrar açılmıştır. Bu dönemde; Beden Eğitimi dersi jimnastikçi Monsieur Curel tarafından modern aletlerle verilmektedir. 1870 yılında Kâğıthane'de bir idman bayramı düzenlenir. Başarılı sporcular çeşitli madalyalar kazanır ve öğrencilere kuzulu pilav verilir. Gelecekte de bu gelenek yerini; Galatasaray Pilavı'na bırakacaktır.

Monsieur Curel'den sonra; Monsieur Moiroux, Signor Martinetti, Stangali de jimnastik, atletizm, yüzme, kürek vb. sporları ilk defa başlatmış olurlar. Faik Üstünidman önderliğinde; izcilik, tenis ve hokey gibi sporları da öğrenen öğrenciler; yine Üstünidman'ın desteklemesi ile futbol ile tanışır. Ancak; bu dönemde futbolun kurallarını tanımazlar.

1901'de İstanbul'da yaşayan James Lafontaine ve Horace Armitage isimli iki İngiliz; yabancılardan oluşan Kadıköy Futbol Kulübü'nü kurarlar; ancak anlaşmazlıklar sonrasında da 1903'de Moda Kulubü'nü kurarlar. Strugglers, Elpis ve Imogen'in de birleşimiyle; İstanbul Futbol Birliği'nin kurulması ardından; Papazın Çayırı denen yerde Union Club-İttihat Spor sahası olarak karşılaşmalara başlamışlardır.

Bu dönemde futbol yabancılar tarafından İstanbul'da oynanmaktadır; ve bu konuda Galatasaray Lisesi öğrencileri bir girişimde bulunur. 1 Ekim 1905 tarihinde; Mehmet Ata Bey'in dersi sırasında arkadaşlarıyla konuşan Ali Sami Yen; bir futbol kulübü kurmaya karar verir. Asım Sonumut, Reşat Şirvani, Refik Cevdet Kalpakçıoğlu, Abidin Daver ve Kamil Bey'in de ortaklığıyla; Refik Cevdet Kalpakçıoğlu asbaşkanlığında kulüp kurulur.

Ayrıca bakınız: Galatasaray'ın kurucu listesi
Bu dönemde oyunculardan her hafta birer kuruş toplanır, başkan Ali Sami Yen de futbol topuyla ilgilenirdi. Hatta domuz yağı ile temizlenen futbol topu hasar görünce; Ali Sami Yen ayakkabasının bir parçasını keserek yama yapmıştır. Cevdet Kalpakçıoğlu da formaları yıkardı. Kulübün ilk isminin Gloria ya da Audace koyulması istenmiştir; ancak takımın oynadığı ilk maçında Rum rakibini 2-0 yenerken seyircilerin onlardan "Galata Sarayı efendileri" diye söz etmesiyle bugünkü isim doğmuştur. Ali Sami Yen tarafından söylenen bir söz; Galatasaray Spor Kulübü'nün kuruluş ve varoluş amacını belirleyecektir

T.F.FNİN KURULUŞU


TÜRrk sporunun ilk teşkilatı olan Türk İdman Cemiyetleri İttifakı'nın kurulmasının ardından Yusuf Ziya Öniş başkanlığında ilk Türk Futbol Federasyonu 1923 yılında Şehzadebaşı'ndaki Letafet Apartmanı salonunda yapılan toplantıda 'Futbol Heyet-i Müttehidesi' adıyla kurulmuştur. Ardından FIFA'ya başvurulmuş ve Türkiye 21 Mayıs 1923 tarihinde FIFA'nın 26. üyesi olmuştur. FIFA üyesi Türkiye, ilk milli maçını Cumhuriyetin ilanından üç gün önce oynar. 26 Ekim 1923 tarihinde İstanbul Taksim Stadı'nda Romanya'yla oynanan bu maç 2-2 sonuçlanmıştır. Ardından gelen dönemde Milli Takım'ı 1924 Paris Olimpiyatlar'na hazırlaması için İskoçya'dan Billy Hunter getirtilmiştir. Hunter, Türk futbolculara çağdaş futbolu tanıtan ve sistemli bir şekilde çalıştıran ilk teknik adam olmuştur. Yine 1924 Paris Olimpiyatları'nda Çekoslovakya'yla oynanan ve 5-2 kaybedilen maç, kayıtlara Milli Takım'ın yurtdışındaki ilk maçı olarak geçmiştir. 1936'ya kadar süren bu dönemde ilk Türkiye Şampiyonası Ankara'da yapılmış ve şampiyon Harbiye olmuştur. 1924'te FIFA'nın isteğiyle Sovyetler Birliği-Türkiye maçını Hamdi Emin Çap'ın yönetmesi ise bir Türk hakemin ilk kez bir milli maçta görev yapması anlamına gelir. İlk kez hakem ve antrenör kursu açılması da yine bu döneme rastlamış, ilk deplasmanlı lig kapsamındaki Milli Küme maçları da yine bu dönemde tertip edilmiştir. 1938 yılında Türk Spor Kurumu'nun kaldırılması ve Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'nün Türk sporuna hâkim olmasıyla beraber futbol da devlet yönetimine geçmiş olur.

UEFA'ya Üye Olunması

1950'lerden 1960'lara uzanan sürecin kilometre taşları, İstanbul, Ankara ve İzmir'de profesyonel futbol liglerinin kurulması, diğer şehirlerde futbol kulüplerinin hızla çoğalması, Avrupa kupalarında Galatasaray, Göztepe ve Beşiktaş'ın elde ettiği başarılı sonuçlar, ayrıca bazı kulüplerde oynamaya başlayan yabancı futbolcular olmuştur. 1962 yılında UEFA, Türkiye'nin tam üye olduğunu duyurur. Yine 1962-63 sezonundan itibaren Avrupa Kupa Galipleri Kupası'na katılacak takımları belirlemek üzere Türkiye Futbol Federasyonu 'Türkiye Kupası' organize eder.

19 Kasım 2008 Çarşamba

FİFA DÜNYA SIRALAMASI

fifa dünya kupasında şu an sıralama böyle;
1.İSPANYA
2.İTALYA
3.ALMANYA
4.HOLLANDA
5.HIRVATİSTAN
6.BRAZİLYA
7.ARJANTİN
8.ÇEK CUMHURİYETİ
9.PORTEKİZ
10.TÜRKİYE
11.FRANSA
12.RUSYA
13.ROMANYA
14.KAMERUN
15.İNGİLTERE
16.İSKOÇYA VE BULGARİSTAN
17.YÜNANİSTAN
18.İSRAİL
19.GANA
20.MISIR